Genel

'Maço' ve 'kılıbık' gibi etiketler aile içi iletişimi olumsuz etkiliyor

- Psikolojik Danışman Merve Erkekoğlu: - 'Birçok erkek maço görünme kaygısıyla neye üzüldüğünü, neye ihtiyaç duyduğunu konuşmaktan kaçınıyor. İlişkide mesafeli, soğuk ve öfkeli bir iletişim tarzını benimsiyor. Hatta şiddete başvurabiliyor' - 'Maço ya da kılıbık gibi etiketlerin baskısından uzak şekilde ev işlerinde ve çocuk bakımına katılan bir baba, aile sisteminin işlevsel bir bileşeni haline geliyor' - Psikolog Ayşe Büşra Kaykamçalan: - 'Kılıbık, maço kavramları ile muhatap olan eşlerin, daha ziyade evliliğin içinde bir şakalaşma olarak kaldığını ya da yıpratıcı olsa bile günlük, kısıtlı bir yıpratıcılığı olduğunu düşünüyorum. Fakat bununla birlikte erkeğin kadını duygusal anlamda anlamaya çalışmaması durumu daha yıkıcı'

Loading...

​​​​​İSTANBUL (AA) - MEHMET KARA - Uzmanlara göre, günlük dilde sıkça kullanılan 'maço' ya da 'kılıbık' gibi etiketler, aile içi iletişimin temelini oluşturan karşılıklı anlayışı zedeleyerek çiftler üzerinde görünmez bir baskı yaratıyor, hem eşler hem de çocuklar için sağlıksız ilişki modellerinin oluşmasına zemin hazırlayabiliyor.

Erkeklerin eşleriyle ilişkilerindeki tutumlarını birbirinin zıttı olarak gösteren maço ve kılıbık kavramları, özellikle erkekler üzerinde hem davranış baskısı hem de ilişki içinde rol çatışması yaratan kalıplar haline gelebiliyor.

Çoğu zaman bir 'şaka' unsuru haline gelen bu tanımlamalar, karşılıklı empatiyi zayıflatıp sağlıklı iletişimin önüne geçerek hem ilişkide duygu paylaşımını sınırlıyor hem de çiftlerin kendilerini ifade etme biçimlerini zamanla baskılayan bir etkiye dönüşebiliyor.

Uzmanlar, bu ve benzeri tanımların ilişkilerde bazen büyük, bazen sınırlı etkiler yarattığını belirterek, karşılıklı açık ve güçlü iletişimin, birbirini gerçekten dinlemenin bu kalıpların olumsuz etkisini azaltmada en temel unsur olduğunu vurguluyor.

- 'Maço' olma kaygısı erkeklere baskı kuruyor

Psikolojik Danışman Merve Erkekoğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, maço ve kılıbık kavramlarının birçok erkek üzerinde şiddete varan ciddi etkileri olduğunu söyledi.

Erkekoğlu, bazı erkeklerin bu tanımlamalardan etkilenerek bunu ailesine yansıttığını belirterek, 'Birçok erkek maço görünme kaygısıyla neye üzüldüğünü, neye ihtiyaç duyduğunu konuşmaktan kaçınıyor. İlişkide mesafeli, soğuk ve öfkeli bir iletişim tarzını benimsiyor. Hatta şiddete başvurabiliyor. Öte yandan bir erkek ev işlerinin sorumluluğunu paylaştığında, eşinin mutluluğunu gözetip kararları birlikte almak istediğinde 'kılıbık' denilerek küçümsenebiliyor. İşbirliği, empati ve esneklik gibi sağlıklı ilişki davranışları kılıbık söylemiyle adeta cezalandırılıyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Bu baskının sağlıklı aile iletişimini etkilediğini anlatan Erkekoğlu, çiftleri etiketlere değil kendi gerçek ihtiyaçlarına yönelmeye çağırdı.

Erkekoğlu, aile içindeki erkeklik ve babalık rolünün çocuklar üzerinde doğrudan belirleyici olduğuna da dikkati çekerek şunları kaydetti:

'Erkek, ailede hem kız hem de erkek çocukları için çok güçlü bir rol modeldir. Evde babanın nasıl konuştuğu, eşine nasıl davrandığı, sınırları nasıl koyduğu, çocukların zihninde 'İlişki nasıl kurulur' sorusunun ilk cevabını oluşturuyor. Erkek çocuk babasını izleyerek ileride nasıl bir erkek, eş ve baba olacağını içselleştirirken, kız çocuk da bir erkeğin nasıl davranması gerektiği, bir eşten ne beklemesi gerektiği algısını geliştiriyor. Babanın ev içindeki sorumluluklara katılması, aileyi ortak bir yaşam alanı olarak görmesi çocuklar üzerinde çok güçlü bir etki yaratıyor. Maço ya da kılıbık gibi etiketlerin baskısından uzak şekilde ev işlerinde ve çocuk bakımına katılan bir baba, aile sisteminin işlevsel bir bileşeni haline geliyor. Baba ve anne arasındaki bu işbirliği çocuklara hem adil bir iş bölümü modeli sunuyor hem de ilişkilerde saygı, eşitlik ve dayanışmanın mümkün olduğunu gösteriyor.'

- Tanımlar etkili ama önemli olan 'güçlü iletişim'

Psikolog Ayşe Büşra Kaykamçalan da 'maço' ve 'kılıbık' kavramlarının günümüzde etkisinin azaldığını belirterek, çiftlerin karşılıklı dikkat ve iletişiminin önemine dikkati çekti.

Kaykamçalan, bu tanımlamaların ilişkilerde sınırlı etki yarattığını anlatarak, 'Bu kavramlar eskiden daha keskin bir yerdeydi. Erkek eşinin elinden tutuyorsa bile 'kılıbık' denebiliyordu fakat şimdi öyle değil. Bunlar normalleşti. İlişkilere etkisi var ama ilişkileri bozacak düzeyde bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Fakat arkadaş arasında hala erkekler 'Kılıbık mısın?' sorusuna maruz kalmamak için başka şeyler anlatabiliyor.' diye konuştu.

Psikolog Kaykamçalan, bu tanımlamaların çiftlerin birbirini tanıması önünde engel oluşturduğu zaman daha ciddi sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Eşlerin birbirini duygusal olarak anlamasının önemine dikkati çeken Kaykamçalan, şöyle devam etti:

'Bize gelen 10 kadından 9'u 'Evet, eşim bana yardım ediyor ama duygusal olarak anlamıyor' diyerek geliyor. Yani duygusal yoksunluk çeken eşlerin daha yıkıcı bir etki yaşadığını düşünüyorum. Bu tarz kılıbık, maço kavramları ile muhatap olan eşlerin, daha ziyade evliliğin içinde bir şakalaşma olarak kaldığını ya da yıpratıcı olsa bile günlük, kısıtlı bir yıpratıcılığı olduğunu düşünüyorum. Fakat bununla birlikte erkeğin kadını duygusal anlamda anlamaya çalışmaması durumu daha yıkıcı.'

Kaykamçalan, bu tarz dış baskılardan korunmak için eşlerin birbirleriyle daha yoğun ve sağlıklı iletişim kurması gerektiğinin altını çizdi.

Modern dünyada eşler arasındaki iletişimin daha da önem kazandığına dikkati çeken Kaykamçalan, 'Eskiden insanlar problemlerini aşmak için odaklanmak için eşleriyle sohbet ederlerdi. Şimdi sohbet etmek bir odak ve zihinsel çaba gerektirdiği için çoğu kişi eşiyle konuşmaktan ziyade maalesef sosyal medyada vakit geçirmek istiyor. İletişim azaldığı zaman, ilişkiyi sürdürmekte zorlanıyoruz.' ifadelerini kullandı.