KUDÜS (AA) - Tel Aviv yönetimi, Suriye'de rejimin yıkılmasını fırsat bilerek askeri altyapı ve sivil yerleşim yerlerine şiddetli saldırılar düzenledi, ülkenin güneyinde 800 kilometrekarelik bir alanı da işgal etti.

İsrail, 8 Aralık sonrası Suriye'de iktidara gelen yeni yönetimle diplomatik ilişki kurmadı. Ancak İsrail ile Suriye arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması için ABD'nin arabuluculuğunda müzakereler yürütüldü.

Ayrıca Tel Aviv yönetimi yetkilileri, devrim sonrası Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'ya 'El-Culani' takma ismiyle hitap ederek sık sık tehditler savurmayı ihmal etmedi.

İsrailli yetkililerin, Suriye'nin yeni yönetimine yönelik tehditleri zaman içinde ABD'den geldiği belirtilen baskılar neticesinde azalsa da ülkenin güneyine saldırı ve baskınlar tüm hızıyla sürüyor.

AA muhabiri, Tel Aviv yönetiminin son bir yılda Suriye'de saldırgan ve savrulan siyasetine ilişkin öne çıkan gelişmeleri derledi.

İsrail Suriye'de devrim sevincine 500 hava saldırısıyla karşılık verdi

İsrail ordusu, 8 Aralık 2024'te Baas rejiminin devrik lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçması ve başkent Şam'da yeni bir yönetimin göreve gelmesinin ardından 9 Aralık'ta devrik rejimden kalan Suriye ordusunun askeri kapasitesini hedefleyen şiddetli hava saldırıları başlattı.

Tel Aviv yönetimi, Suriye ordusuna ait askeri mühimmat ve altyapının Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetimin eline geçmesini istemediğini açıkladı.

İsrail ordusu, başkent Şam, Lazkiye, Kuneytra ve Dera kentleri başta olmak üzere Suriye ordusuna ait çok sayıda kara, deniz ve hava üssünü vurdu.

ABD merkezli Silahlı Çatışma Yeri ve Olay Veri Projesi'nin (ACLED) verilerine göre, İsrail, devrim sonrası ilk 48 saatte düzenlediği şiddetli hava saldırılarında Suriye ordusunun askeri altyapısı, hava savunma sistemleri ve cephaneliklerinin yüzde 70 ila 80'ini yok etti.

İsrail ordusu ise 12 Aralık'ta yaptığı açıklamada, söz konusu süreçte savaş uçaklarının Suriye'nin askeri altyapısına 500'ün üzerinde saldırı düzenlediğini duyurdu.

İsrail, Suriye'nin gelişmiş uçaksavar füzelerinin yüzde 90'ını ve tüm hava savunma sistemlerinin yüzde 85'ini yok ettiğini, SU-22 ve SU-24 uçak filolarını da tümüyle imha ettiğini savundu.

İsrail, Suriye'nin güneyinde işgalini genişletti

İsrail ordusu, Suriye'de rejim değişikliğinin hemen ardından, işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'ne bitişik BM Ateşkes Gözlem Gücünün (UNDOF) kontrolündeki tampon bölge, Cebel eş-Şeyh (Hermon) Dağı ve ülkenin güneyindeki bazı alanları işgal etti.

Suriye'nin güneyindeki tampon bölgeye asker konuşlandırmalarının ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, tampon bölgenin sınırlarını belirleyen, 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'nın çöktüğünü iddia etti.

İsrail askerleri, Suriye'nin güneyinde toplam 19 ayrı noktada konuşlandı.

Zaman zaman işgal ettiği bölgelerde baskınlar düzenleyen İsrail, tarım arazilerini tahrip etti, sivilleri alıkoydu ve işgalini genişletmeyi sürdürdü.

AA muhabirinin hesaplamalarına göre İsrail, işgal ettiği Golan Tepeleri'ne ek olarak son Suriye'de yaşanan rejim değişikliği sonrası bir yıl içinde 800 kilometrekarelik Suriye toprağını daha ele geçirdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, İsrail'in 8 Aralık 2024'ten 18 Eylül'e kadar ülkeye 1000'den fazla hava saldırısı ve 400'den fazla kara saldırısı düzenlediğini duyurdu.

İsrail istihbaratı, Suriye'de rejimin devrilebileceğini öngöremedi

İsrail basınında yer alan haberlere göre, 'İsrail askeri ve dış istihbaratı yetkilileri Suriye'de rejim değişikliğini, Esed rejiminin çökeceğini tahmin etmediklerini, İran'a odaklanmışken bu gelişmelere hazırlıksız yakalandıklarını' itiraf etti.

Yedioth Ahronot gazetesinin 8 Aralık'taki haberinde, Suriyeli muhaliflerin hızlı ilerleyişinin Tel Aviv tarafından öngörülememesinin, istihbarat kuruluşlarının Rusya'nın desteğini alan Esed rejiminin ayakta kalacağı yönündeki yanlış tespitinden kaynaklandığı belirtildi.

Bu yanlış stratejik çerçevenin Tel Aviv'i 'Rusya'ya kur yapmaya ve Esed çevresiyle Hizbullah'ı desteklemekten vazgeçirmek için fırsatlar aramaya yönelttiği' vurgulandı.

İsrail istihbaratı ve siyasi yönetiminin uzun süre 'artık var olmayan bir rejim etrafında şekillenen' çeşitli stratejileri benimsediği kaydedildi.

Baas rejiminin çökmesinin ardından, geçmişte İsrail ile Esed rejimi arasında Rusya himayesinde bir 'mesajlaşma mekanizmasının' olduğunu ortaya koyan belgeler ifşa edilmişti.

İsrail'in Suriyeli Dürzileri yanına çekme çabası

İsrail yönetimi, devrim sonrası işgal ettiği Suriye topraklarında giriştiği işgal ve saldırıları 'Suriye'deki Dürzi nüfusu koruma' iddiasıyla meşrulaştırmaya çalıştı.

Esed rejiminin devrilmesinden yalnızca bir gün sonra İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'nin güneyinde 'ağır silahlardan arındırılmış bir güvenlik bölgesi oluşturulması ve bölgedeki Dürzi nüfus ve diğer halklarla temas kurulması' talimatını verdi.

Öte yandan Suriye'nin başkenti Şam'a bağlı Ceremana ilçesi ve Süveyda ili sırasıyla nisan ve temmuz aylarında bazı Dürzi ile Bedevi Arap aşiretleri arasında karşılıklı can kayıplarının yaşandığı çatışmalara sahne oldu.

Suriye'deki yeni yönetimin itidalli tutumuyla sona eren çatışmalar sırasında İsrail, Dürzileri bahane ederek Şam'a yönelik tehditlerini sürdürdü ve başkent dahil olmak üzere çeşitli bölgelere hava saldırıları düzenledi.

Bu süreçte Suriye'deki Dürzileri yanına çekme çabalarını sürdüren Tel Aviv yönetimi, mart ayında söz konusu topluluğun, işgal altında tuttukları Golan Tepeleri'nde çalışmasına izin vereceklerini duyururken bölgedeki Dürzilere yardım gönderdiğini açıkladı.

Netanyahu yönetimi, başarısızlıkla sonuçlanan stratejisi çerçevesinde 650 Dürzi din adamının 25 Nisan'da Celile'deki Şuayb Peygamberin kabrinin bulunduğuna inanılan alanı ziyaret etmesine de izin verdi.

İsrail, Dürzi topluluğu içinde desteğini Hikmet el-Hecri grubuna odaklayarak Şam yönetimine meydan okumasını teşvik etti. Hecri grubu, açık şekilde İsrail desteğinin sürmesini talep ederek Süveyda'yı fiilen bağımsız ve İsrail himayesine sokan bir bölge haline getirme çabasına girdi.

İsrail'in Suriye'deki yeni yönetime meşruiyet sağlanmaması isteği olumsuz karşılık buldu

İsrail'in uluslararası toplumun Suriye'deki yeni yönetime meşruiyet sağlamaması yönündeki çıkışları ABD'nin ve Avrupa Birliği'nin (AB) ekonomik yaptırımları kaldırma kararlarıyla olumsuz karşılık buldu.

Tel Aviv yönetimi, süreç içinde uluslararası kamuoyunun desteğini kazanan Cumhurbaşkanı Şara'ya yönelik dilini de yumuşatmak zorunda kalırken Suriye'deki saldırı ve baskınlarını ise sürdürdü.

Şam'da yeni yönetime tehditlerini yineleyen İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ilk kez mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Şara'dan 'El-Culani' takma ismi yerine kendi ismiyle bahsetti.

ABD'nin İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk girişimleri İsrail'in sahadaki işgal ve saldırıları nedeniyle söz konusu süreci çıkmaza soktu.

Suudi Arabistan'a ziyareti sırasında 13 Mayıs 2025'te ilk kez Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını duyurdu.

ABD'nin kararını takiben AB de 21 Mayıs'ta, 2011'den bu yana uygulanmakta olan ekonomik yaptırımları kaldırma kararı aldı.

İsrail ise Trump'ın yeni Suriye yönetimine verdiği açık desteğe rağmen 16 Temmuz'da Suriye Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığına hava saldırısı düzenlemekten geri durmadı.

Malatya'da depremzedelerden boşalan konteynerler çobanlara ev oldu
Malatya'da depremzedelerden boşalan konteynerler çobanlara ev oldu
İçeriği Görüntüle

ABD Başkanı Trump, kendisine güvendiğini ve kısa zamanda çok mesafe katettiğini söylediği Cumhurbaşkanı Şara ile ikinci kez 10 Kasım'da Beyaz Saray'da görüştü.

ABD Hazine Bakanlığı da aynı gün 'Sezar Yasası' kapsamındaki Suriye'ye yönelik yaptırımların askıya alındığını duyurdu.

Trump'tan İsrail'e 'Suriye'ye saldırıları durdurun' uyarısı

İsrail basını, ABD Başkanı Trump'ın 1 Aralık'taki telefon görüşmesinde Başbakan Netanyahu'ya Suriye'ye saldırıları durdurması yönünde baskı yaptığını aktardı.

İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına açıkça karşı çıktığı belirtilen Trump'ın, Netanyahu'ya 'sakin olması ve Suriye'nin yeni yönetimini kışkırtabilecek eylemlerden kaçınması gerektiği' uyarısında bulunduğu basına yansıdı.

Trump ile telefon görüşmesinin hemen ardından Netnayahu, 'iyi niyet ve anlayışla Suriyelilerle bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu' ancak anlaşma için başkent Şam'dan başlayarak güneydeki tampon bölgeye kadar olan alanın silahsızlandırılması şartını öne sürdü.

İsrail, Şam kırsalındaki Beyt Cin köyüne 28 Kasım'da baskın düzenlemiş, çıkan çatışmada 3'ü subay 6 İsrail askeri yaralanmıştı. İsrail ordusu, askerlerinin başarısız olarak çekildiği köye hava saldırı düzenlemişti.

Suriye ile İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılması için ABD'nin arabuluculuğunda yürütülen müzakereler, Tel Aviv yönetiminin Suriye'nin güneyinde işgal ettiği alanlardan çıkmayı reddetmesi nedeniyle çıkmaza girmişti.


Muhabir: Burak Dağ

Kaynak: AA